Açık eğitim yaklaşımı nedir?

14.05.2010 18:29

 

Açık eğitim yaklaşımı nedir?

Açık eğitim yaklaşımında tek bir felsefe ya da evrensel olarak onaylanmış varsayımlar bulunmamaktadır. Okul öncesi çağdaki çocuklara düzenlenmiş yaşantılar sunmayı hedefleyen bir okul yerleşimi olmayıp belli zamanlarda toplanma esasına dayanan alternatif bir sistemdir (Swedish, 1992). Açık eğitim gerçek dünyaya ve topluma açılmaktadır. Çocuklar belirli etkinlikleri gerçekleştirmek için oyun alanlarına ve diğer açık alanlara gidebilirler. Örneğin kuşları gözlemek ya da kuşları gözleyen insanlarla konuşmak için. Aynı şekilde toplumu oluşturan bireyler çocuklarla ilgili beceri ve deneyimlerini paylaşmak için okula gelebilirler. Açık eğitim okul duvarlarını yıkmakta ve öğrenme dünyasını gerçekte bütün dünya olarak düşünmektedir. Sınıfın dört duvarını eğitim yeri olarak kabul etmemektedir. “Tüm dünya bir sınıftır” görüşü benimsenmektedir (Morrison, 1976).
Açık eğitim okul öncesi ve ilkokul seviyelerini kapsamakla birlikte diğer düzeylerde de başarılı olarak uygulanmaktadır. Açık eğitim, izin verici olma ve müdahale etmeme ilkesi olan bir modeldir. Müdahale etmeme geleneği, kendi kendilerine öğrenen çocuklara çok önemli seçenekler sunmaktadır. Oysa geleneksel eğitimde bütün önemli seçeneklere öğretmen yada program karar verir (Meisells, 1978).
Açık eğitimde çevre değişik şekilde düzenlendiği gibi kişilerin değişik biçimde kullanmasına da elverişlidir. Bu özellikleri taşıması için açık eğitimcinin çevreyi önceden planlaması ve hazırlaması gereklidir. Açık sınıfta çevre; hem çocuğun çevreyi hem de çevrenin çocuğu etkileyebileceği biçimde karşılıklı tepki vermeye uygun şekilde düzenlenmelidir (Knobleock, 1973). Açık eğitimde, çocuğun anaokulundaki günü, bahçede serbest oyunla başlar. Daha sonra, öğretmenle sabah görüşmesine sıra gelir. Bu görüşme sabah ve gün ortasında tüm çocukların bir araya gelmesiyle olur. Bu toplantının amacı eğitim değildir. Süresi 10-20 dk olur. Sabah toplantısının ardından çocuklar kendi seçimlerine uygun serbest aktivitelerde bulunur. Sabahın büyük bir bölümünü serbest aktivite oluşturur. Aktivite sırasında öğretmen, çocuk grupları arasında dolaşır, onlarla konuşur ve onları dinler (Prakasha, 1983).
Açık eğitimde öğretmen-çocuk ilişkisi karar vermeye katılım üzerine kurulmuştur. Çocuk öğrenme merkezinin temelidir. Kendisi bizzat öğrenmeden sorumludur. Açık sınıfta öğrenme-öğretme sürecinde hem çocuğun, hem de öğretmenin aktif katılımı sağlanır (Meisells,1978). Açık eğitimde öğretmen, iyi bir planlayıcı olmalıdır. Öğretmen planlamayı alışkanlık hâline getirmelidir. Öğretmen planlama yaparken aşağıdaki sorulara cevap vermelidir:
- Gruptaki çocukların beceri ve yetenekleri ne düzeydedir?
- Çocukların ne öğrenmelerini istiyorum?
- Gruptaki çocukların ilgileri nelerdir?
- Çocuklar ne öğrenmek istiyorlar?
- Onları nereye yönlendirmek istiyorum?
- Planladıklarımızı nasıl başaracağız?
Nitelikli bir eğitim için buna benzer sorulara planlama sırasında sorulmalıdır (Morrison,1976). Çocuk merkezli programlar için planlama yapmanın gerekli olmadığı gibi bir inanış vardır. Oysa tam tersine planlama yapmak çok gereklidir ve daha güçtür. Çünkü yaratıcı bir plan ortaya koymanız gerekir. Ancak herkesin farklı bir etkinlikle uğraştığı bir grupta öğretmen çocukların her an ne yaptığını bilemeyeceği için her gün detaylı bir plan yapması mümkün değildir, bunun yerine genel planlar yapılabilir. Her gün özel olarak birkaç çocuk ya da bir grup çocuk için planlamalar yapılabilir. Bu şekilde öğretmenin dikkatini, planladığı gruba yöneltmesi ve onlarla açık sınıf ortamında iletişim kurması mümkün olabilecektir. Açık öğretimde planlama uygulanan diğer bir yol da öğretmenlerin ekip hâlinde çalışması ve planlamaları birlikte yapmasıdır (Temel, 1993).
Açık eğitimde öğretmenin planlama ile birlikte kayıt tutmayı da düşünmesi gerekir. Eğer öğretmen çocuklar için etkili bir program planlıyorsa onların daha önceki başarılarını da değerlendirmesi gerekir. Bu değerlendirme gözlem, görüşme ve yollarla yapılabileceği gibi standart testlerle de yapılabilir. Açık eğitimde çocuklar da kayıt tutma işine yardımcı olduklarından basit ve yeterli bir kayıt tutma sisteminin geliştirilmesi gerekir. Öyle ki çocuklar ilkokul seviyesine geldiklerinde kendi kayıtlarını tutabilir hâle gelmektedirler (Temel, 1993). Açık eğitimde öğretmen çocuklara saygı göstermeli, her çocuğun farklı ve bireysel olma hakkına sahip olduğuna inanmalıdır.
Sonuç olarak, etkin, yaratıcı ve üretken bireyler yetiştirmek istiyorsak eğitim ortamını, yöntem ve teknikleri gözden geçirmeli, köklü değişiklikler yapmalı ve kalıplardan uzaklaşmalı eğitim süreçlerini dört duvar arasından kurtarmalı ve dünyaya açmalıyız.
ALINTI

Geri